--> Her Cumartesi 13.00-15.00 arası erkek ve kız öğrencilerine yönelik Kur'an-ı Kerim ve Temel Dini Eğitim kursumuza ÜCRETSIZ kayıt için sizleri merkezimize bekleriz.     --> Her perşembe saat 21.00'da derneğimizde zikir programı olmaktadır.     --> Cumartesi 21.00'da her hafta farklı konu ele alınan sohbetler yapılmaktadır. Ailece davetlisiniz.    
Tek Hak Din, İslâm’dır

Tek hak din olan İslâm diniyle alâkalı kullanılan bazı ifadeler maalesef Kur’ân-ı Kerîm’e ve Hadîs-i Şerîfler’e ters düşmektedir. Günümüzde İslâm dîni hakkında birçok kişinin dikkat etmeden, bilerek veya bilmeyerek söylemiş olduğu sözler çoğaldığı için, “Din nasihattir” Hadîs-i Şerîf’ine binaen bu söylenen sözlerin dinimize aykırı olduğunu beyan etmeye ihtiyaç duyduk. Doğru olmayan sözlerden bazıları ise şunlardır: “Semâvî dinler”, “hak dinler”, “ilâhî dinler”, “İslâm son dindir”, “İslâm’dan önceki dinler”, “Peygamberimiz son din olan İslâm ile geldi”, “Vahye dayalı dinler olarak 3 hak din vardır”, “Mûsâ Yahûdiydi, Yahûdîlik diniyle geldi”, “Îsâ Hristiyan’dı, Hristiyanlık diniyle geldi”, “İbrâhîm Hanîf dinindendi”, “İbrâhîmî dinler olarak, Yahûdîlik, Hristiyanlık, Haniflik ve İslâmiyet.” Bu gibi sözler, kesinlikle Âyet-i Kerîmelere aykırıdır ve asla kullanılmaması gerekir. Kur’ân’a göre tek ilâhî, semâvî ve hak olan din İslâm dînidir. İslâm dininin dışındaki bütün inançlar batıldır, geçersizdir. İslâm son din değil, başından beri var olan tek hak dindir. Peygamber Efendimiz ? ise İslâm dinini diğer Peygamberler gibi tebliğ etmek üzere gelmiştir. Ondan sonra Kıyâmet’e kadar yeni bir şerîatle Peygamber gelmeyecektir. İslâm dininin kemâle erdiği ve tamamlandığı Âyette beyan edilmiştir. Hadîs-i Şerîfler’de 124 bin Peygamberin geldiği, ilkinin Âdem, sonuncusunun ise Muhammed ? olduğu bildirilmiştir. Bütün Peygamberler İslâm dinini tebliğ etmiştir ve hepsi Müslümandır. Nasıl ki; günümüzdeki Müslümanlar “Lâ ilâhe illallâh Muhammedu’r Rasûlullâh” diyorlarsa, Peygamberimizden önceki ümmetlerden olan Müslümanlar da “Lâ ilâhe illallâh” deyip ümmeti oldukları Peygamberin risaletine şehadet ederlerdi. Hatta ilk insan ve ilk Peygamber olan Âdem’den önce yaratılmış olan Melekler İslâm dîni üzere olup Allâh’a ibadet ederler. Onların dini de İslâm’dır ve hepsi Müslümandır. Allâh-u Teâlâ 104 kitap göndermiştir. Bütün bu semâvî ve ilâhî kitaplar İslâm dininin kitaplarıdır. Gönderilen bütün kitaplarda îmân esasları aynıdır. Lâkin emredilen fıkhî konularda farklılıklar vardı. Meselâ: Âdem Peygamber döneminde tek vakit namaz vardı, Peygamber Efendimize ? indirilen Kur’ân ahkâmında beş vakittir. Fakat bütün kitaplar İslâm dininin kitaplarıdır. Allâh-u Teâlâ “İslâm dîni” dışında hiçbir hak din göndermemiştir. İslâm dininin tek doğru din olduğu ve bütün Peygamberlerin Müslüman olduğuna dair Âyet-i Kerîmeler ve Hadîs-i Şerîfler çoktur.

Bunlardan bazıları şunlardır:

 “Allâh nezdinde tek (hak) din İslâm’dır.” (Âl-i İmrân Sûresi / 19)

 “Allâh’ın razı olduğu din İslâm’dır.” (El-Mâide Sûresi / 3)

 “Her kim; İslâm’dan başka bir din seçerse,  ondan kabul edilmeyecektir ve o, Âhiret’te hüsrana uğrayanlardan olacaktır.” (Âl-i İmrân Sûresi / 85)

 “Allâh sizi önceden de (Kur’ân’dan önceki kitaplarda da) ve bunda da (Kur’ân’da da) Müslümanlar olarak adlandırdı.” (El-Hacc Sûresi / 78)

Kur’ân-ı Kerîm’in tercümanı olan Abdullâh Bin Abbâs bu Âyet’i tefsir ederken buyurdu ki: “İşte bu Âyet bütün Peygamberlerin Müslüman olup, İslâm diniyle gönderildiklerini ve İslâm’ı tebliğ ettiklerini ifade eder.”

Allâh-u Teâlâ, Âl-i İmrân Sûresi’nin 84. Âyet-i Kerîmesi’nde şöyle buyuruyor:

Manası: “(Ey Rasûlüm!), de ki: “Biz Allâh’a îmân ettik; bize indirilen (Kur’ân-ı Kerîm’e) de; İbrâhîm’e, İsmâîl’e, İshâk’a, Yakûb’a ve oğullarına indirilenlere de; Mûsâ’ya, Îsâ’ya ve Peygamberlere Rablerinden verilenlere de iman ettik. Peygamberlerden hiç biri arasında din ayrımı yapmayız. Biz Allâh’a (boyun eğen) Müslümanlarız.”

El-Bakara Sûresi’nin 285. Âyet-i Kerîmesi’nde ise şöyle bildirilmektedir:

Manası: “Allâh’ın Peygamberleri arasında (dinde) ayrım yapmayız.”

Bir Hadîs-i Şerîf’te meâlen: “Peygamberler üvey kardeş gibidirler. Onların dini (İslâm) tek, anaları (şeriatleri) farklıdır.” buyurulmaktadır.

Âl-i İmrân Sûresi’nin 67. Âyetinde ise İbrâhîm Peygamber hakkında meâlen: “İbrâhîm ne Yahudi, ne de Hristiyan’dı. O ancak Allâh-u Teâlâ’yı tanıyan gerçek bir Müslüman’dı ve müşriklerden de değildi.” diye buyurulur. Mûsâ Peygamberin Müslüman olduğuna ve ona inananların da Müslüman olduklarına dair Âyet-i Kerîmeler’den delil vardır. Mûsâ Peygamberin döneminde îmân etmekle İslâm dînine giren Firavun’un sihirbazları hakkında El-A’râf Sûresi’nin 126. Âyet-i Kerîmesi’nde meâlen şöyle geçmektedir: “Ey Rabbimiz! Üzerimize sabırlar yağdır ve bizi Müslüman olarak vefat ettir.” Îsâ Peygamber ve ona tabi olanlar da Müslümandır.  Âl-i İmrân Sûresi’nin 52. Âyet-i Kerîmesi’nde meâlen: “Îsâ onların inkârlarını sezince, ‘Allâh yolunda bu dîni yaymak için yardımcılarım kim?’ dedi. Havariler, ’Bizler Allâh yolunda sana yardımcı olacak kişileriz. Allâh’a îmân ettik. Şâhit ol ki, biz Müslümanlardanız’ dediler.” diye buyurulur. Burada zikredemediğimiz onlarca Âyet ve Hadîs-i Şerîfler delildir ki, bütün Peygamberlerin dini İslâm’dır. Dolayısıyla hepsi Müslümandır ve onlara tabi olanlar da Müslümandır.

Önemli Bir Bilgi: Bir kimse bilgisizliğinden dolayı Îsâ ve Mûsâ peygamberlerin dönemindeki Hristiyanlık ve Yahudilik dinlerinin aslında İslâm dini olduğunu sadece isimlerinin o dönemde değişik olduğunu söylerse dinden çıkmaz, ama bunun doğru olmadığı kendisine öğretilir. Fakat bir kimse günümüzdeki bu bâtıl dinlerin o dönemdeki Peygamberlerin dinleri olduğuna inanırsa veya İslâm dininin dışında başka hak, semâvî veya doğru bir dinin geldiğine inanırsa ya da İslâm’dan başka bir din edinirse Müslüman değildir. Bu kimsenin, bozuk inancını terk edip, İslâm’a girmek niyetiyle Kelime-i Şehâdet’i söylemesi gerekir.